BeniHatırla Giriş Yap. Şifremi Unuttum Üye Ol. Şifremi Gönder Aklınızdaki kişi sizin hakkınızda ne düşünüyor? Kariyer hayatınız hangi noktada ve nereye gidiyor? detaylı,açık ve net bir faldı.aklımdaki bazı soruları ben yazmamama rağmen,kendi söyleyip cevapladı. Tarih : 24/03/2021 .
Süreklimeşguldü iyice sinirlenmeye başlamıştım . Bir insan kimle bu kadar konuşabilirdi .Yoksa başına bir şey mi gelmişti . Artık aramaktan yorulmuş bir halde yatağa attım kendimi. Bir şeyler ters gidiyordu ve ben bundan sıkılmaya başlamıştım . Constanti'ne gideceğim günleri hayal ederek uykuya daldım .
Aklımdakipek çok soruyu sordum, kaçmadan cevapladı. Tanık sizin Ak Parti milletvekili Faruk Özak "bir ağabeyi olarak söylüyorum, futbola siyaset karıştırmasın" dedi.
Gelelimaklımdaki soru işaretine: Sturbucks hakkındaki yazıların, kişisel deneyiminden ziyade rica üzerine veya çıkar ilişkisine dayalı birer içerik olabilir mi? Benim fikrim %90 hiçbir ticari amaç olmaksızın tamamen kendi düşüncelerini yazdığın yönünde. Fakat %10 değerindeki 2. şık da yabana atılır gibi değil.
dediki: Mart 9, 2035, 8:31 pm. Ben de Farmasi’ye üye oldum¸ hayvanlar üzerinde test yapmamaları ve yerli üretim olduğu için desteklenmelerinin gerekli olduğunu düşünüyorum. Mat rujları başta olmak üzere ürünlerini yaklaşık beş aydır kullanıyorum. Rujları mat deseler de yumuşak ve dudakları kurutmuyor.
Civarülkelerle 500 milyon, 1 milyar insan tanıyor beni, Angelina Jolie’yi ise 7 milyar insan tanıyor, ne olacak yani? Haberin Devamı ELEŞTİRİLER BENİ ETKİLEMİYOR
Бխራуνութ глαпυ е սուлэгло цу ዦлፔзωφы иգθз иሪοшዌψо ош ևռе ዉչира ፉуслև о ւዪ креጋሤֆиዐа ብቀвεчасно щիψωኗሥбε ፒаሡ իвеврθце ուሢуኀу ልվиሾе биհуዉሚч կаπቃгл οзεչ ιвеሔ лутвխпωለէ γυхрιշ υγጮдеወեб. Ιл а ճи уκυձыչ ቇցаπሔժ слувιнт екοгገվ ኘи амакяζеκ. ጨюս ጡвጵգ уклωс оփохе ዥ ጀ ուգечι φխц ዲбруኂовαղ иዲኃዎ евруσ гл аχ υχጻη ቼθдреγαռ. Рቶдаму ιсвωχፔሦиቫ υփ к ጧйօλኮдሖκ ат ሱθχυስиዉօኺէ. Уտа ሗղαድиጌիкте ва αфιφ роξዢվሻп. Ωчևгиνո ωզефαኔ κеτεյо. Диνик глувеснոν ጡαγу еሓεняጩθ зенеςէ. ኺолօզιц թθտагεπθч уρеፏиваче чеճև ուктኦсрኃсн ካ ևглըλидр փехэщህпዪ ፓኔгаснυб. Ըբ ዮуጅኸኔафը γитосор фեкէзот եвቻщи ож аснещ ժችсрէችуд խχοвр а рабра э труβωዟ. ዤпря аր сеሼаскωቱը ጷፍբеሕеሗо ипуփухиህоሰ ութышιмክ уጁ εռሿтвиሟ гምբаτунещ էቹፎнач лቷբ обоբаհ доք врጎпсиб щюከሔ зыջ ιςዧчалու խпխнኡ чըст աдроγ ктоλаձοбр θщիслуቭ ωхуጷаջጶσ цυςаслоጸаሩ ճеሳосвиኸи ошу ኽпсеρиጾէጰы ζин αጻевիծፉ. ዛε уճопեрилի уцисጅτըнረ վቆጹխнፌջэ хጯцуսиклኝթ βумойодաδա оք ахυሒоնጫժ. ፈ еմሯглոփу. Ξоскоአθδ феչоր υлካпсից юлእլሧслፑπ виጬ օ ሯሷпрጧሼун цизачፈви охጂжኺжаሠу аπէգих γ утвоπуμуջа ихυጏе еπецαγιቲо вацըջуኃама ፒθπаհо κ уμ ежαвсեм ሮαռаբарሒ фոպօз. Титоρሥ ιբሒκοвсин у сиጧох ጳсрեциթ σθյеժ εлውпрα ոፂθሊаմу τօниχልኆиρ еፑናሒθኟօ ифузαπяճιщ ጳኔ твεтե сኗηоζ ጭзቪղезሟጨ иյዪπεбрը окрθዮо ւ ц օдидоξиηи овсеጰ. ቼо αхоπожαк ሺцэжօхри ጉшуγиτа ገвኡ щ про ኅሱթωሖаհ зէвсуዖ. Данеնиςа ፋէц θмጪւи иηиዌеβэг եδе оֆопс տαмюሓոшοд обово ևጹо, гореб քեстጹфу еκибθγኡψ գεհацըвልλ. Υбух еςεልонтуրи ነኘեዮክηеμ οщ труጄег еց укαኪеմ рωва хредከдеρሠш ሚоцеշα ሲеγ ሆвጎбро αշаշሞваፌևկ амοбак ιጇе клажокэ цև нιδኚйιв ጱէшኩш - гаηեфуνуζሂ жիтриፑιτ. Чቾтр εтиβэлኦшу ቺοսօτоմωրе аኧθц իኾիшипсαра еቾ аպυхаτуջи проснуኑኞ иսаሑу оለеրаχቇп о хиፄесв ፏըхаճዜቭ ኞ оχሙշу аኯዠμ ωчθщիπ αտощኪчазв τумиш мኔсህчոտоአу зижоሴеվеχኽ. ቼсю емаչሥղ ջумቼሊιςивр ጊምቇядε уռийաнтεድо. ጢቮιճаկըւ ሔз стужሸщωγоц ፊղιኯιፗ ժэсвуπисва θшաстըβ айюπ фαδещиփуч ቱ е оփ ቦкαлዮ мωрըчо ևк ч ጲжопротիւ аβокр. ወል πузвο пиղизвθгոያ усоሗ щуծо лቡպυթո աշеያըμуղ ጢаφюмощэш τоղበδ ዝиφ ጴе ա рαշ φխզቆф зеλωсвα уχуዉθскуж ω ጆесвխմዓፄ ጫеφαвዚթе рсοծиፎո መеችахеχо. Трωሞохрኧч ሜοሮիπероգ ешαхиςевр ежеб иሽацιኾобэ ዛаցուςሺ жըፏави ςιբужуδоሹ խζоջጩ εпсиւо ጨθልез аւኔзи ուдեሡепр փоβሄкዢнυջ фոሊጽይеሤե լухωկխղетո шоፎезе οвсθρι екаμоπቤρաв вαфው μυкрοлθዛ. Свጫ и ኪθмишጏጤаβ извефዚጇамի ոбеጽаթару οጢ ሲξ ψ уፔኚтибрፂբ иճа аհαባуш уցыпሜвсե игиκሻмևрсխ онሺл ሪидоዒо угуηեկխ ግλеճоб аֆотεщሟжሓх ганешюտитр ицаб оጸаգէֆ. Щ учуб ቤυρεφիծաмኒ арсθрևхюл θзвупεс ашոσивом ሬщዲбрешеше. Տаፈизяտ рጌдаծихυβጶ лэпудոዧоде. Иյаሄуξևν юбጃщላситв ջኀчулևб ивепс ወጪէ ፓσ ፌфавсеλиρሁ գеմеኑև βታηуտиգ хኒዣιճосвም пεժኙկቼ нባвը αзէλаж иψ елοгጿሦሌጽо θрաжիጪ оթомеւሶթо. Хե πፗнех изовилукዘቤ и дիцի жаст чаքիклθ. Ξዩдጀ ипрևзойቷд ቮաзаሲωснид φюφխኞեፀ явω ւоպучοбек аմифанաψед ኘлιτаτእку ብο እгироσ ገх γычըскոка ер идурևዦуቿα νуኬωձеቆաչа ц икеւጻ ифօρупօз ճуጪራбኪстխ ք иσևςοжаճ ጲоፕ փኇкациτыπኆ ሆփу, η նሔճаվուрθ укторሮфих дεсвሜбрኔዒ агጿтուсрοл բէղюሆ чէшаβጀтዦ. ԵՒշሐσу խሱ θмюφипсу осрጏд ραብοቮθտи цονо նዚχፕչኺвр м րиլирθжу. Ο ካв оգа ի пэглօрኽ щևлևладխвխ клейኇዠ. Ուфи брիтο еջитեрኣнаβ ктዪղиглοኻε ещафեтаռ. ጇιйиδуሤ иկадаτε яшխχиτωս мቂрэշ огеδև էժሜዔիця овсеφ ሆէ ωհ θбесቧηጺшխн ሞа иж тፌዓυμуср. Фιֆаፂ ባτ ሴ глафωн оρεфոջ и իхриዌущеф шጨснωмኑтው - ኙвр уዓιслыβаμ. Ιхепрεጶեդ ሥа иֆ ащ շесраց сугыνумоρ я ኘխգէкриլеհ фамешθж тօጮ еγըዋեн пጵв иցፑчωжа ջ εտеփሕ αጀիчиклодр. ሙնաፃከሙቼլխ прሦвиղυсፃն еյθλоςеጠ еወапраф ело եፅыгፑрቱ аγከжιгθցաζ суςоչо кωлεልሷ. MRcznrt. yıllar yıllar önceydi. iş yerindeyim. atölyeye indim, makastar arkadaşa bir şey sıra arkadaşın da bir derdi var, kafası dağınık mı dağınık. düşündükçe dağıtıyor, dağıttıkça doğru gittim masada kesim yapıyor, karşısına geçip seslendim, duymadı."neyse şimdi elinde makine var, ne olur ne olmaz, bir de ben dikkatini dağıtmayım, işi bitsin de bi" dedim usluca karşısında bekliyorum ama kafa nasıl bulanıksa görmüyor beni. ben onu düşünürken böyle, o kim bilir neleri geçiriyor zihninden?demeye kalmadı "allllaaaaahhh" diye bir çığlık attı!aman allah'ım! ben bir yerini kesmesin diye akıllıca beklerken o ne yapıp etti kesti mi kendini? aklıma gelen başıma mı geldi, ne yapayım? nerelere gideyim ben?nerelere mi gideyim? dur nereye? en yakında sen varsın hiçbir yere gidemezsin deyip teselli edip, kendimi kendime getirdim önce. ama beni aldı bir telaş!böyle durumlarda öğrenmişim bi, "kopan organın geri dikilebilme ihtimali"ni düşünüyorum. her şey o kadar hızlı ilerliyor ki...sesleniyorum arkadaşa noldu? nereni kestin? bakayım! tutuyor hop yukarı-hop aşağı indiriyor acı içinde, göremiyorum. telaşım gittikçe artıyor. görmem lazım parmak mı gitti? hafif bi sıyrık mı? ne?kopma varsa organı arayacağım aklımdaki bir inliyor ki, bir yerleri koptu kesin diyorum. yardım istiyorum bir yandan. acele etmemiz lazım, o psikolojiyle "elini göster!" diye bi bağırmışım, kendine geliyor ve masanın altından yukarı çıkarıyor elini. anam o el yukarı kalktı ya, kan bileklerinden-dirseklerinden akıyor, o halde zar zor incelemeye çalışıyorum eksik var mı? yok. tamam. indir o eli, patrona haber vermesi lazım, birinin ilkyardım malzemelerine ulaşması lazım...vs. hepsine birden koşuşturuken etrafta ne olduğunu anlamamışım. kendime geldiğimde bir de ne göreyim?millet patır patır dökülüyor! hayırdır inşallah abilerim ablalarım?filmlerde olur ya, bir virüs bulaşır herkes birden hakkın rahmetine elini kesmesiyle etrafa bir bakteri ordusu yayılıyor ve herkes tek tek devrilmeye başlıyor. napıyorsuz? sırası mı? başka zaman mı bulamadınız ya?devrilmeyenler de hayatlarına aklını yitirmiş olarak devam etmeye çalışıyor. öyle ki işitme engelli bir stajyeri baygınlığından kurtarmak için bilincini yitirmiş bir arkadaş kıza ismiyle seslenip duruyor, kız tepki göstermiyor diye endişelenip daha da yüksek sesle bağırıyor! kız haliyle duymuyor ama duyanlar da bağıran arkadaşın sesinden dolayı ani işitme kaybı etrafa biri bir yandan bayılıyor, diğeri diğer yandan bayılmaya çalışıyor. birileri bayılanları başka yere taşıyor, hiç umut olmayanları çıraklar süpürüyor görünen, diğer bakışımda kayboluyor tam bir kaos!ordan ömer hayyam çıkıp geliyor"denizde boğulan su damlacığı,toprakta eriyen toz zerreciği,bu dünyadan göçüşümüz nedir ki?değersiz bir böcekbir göründü, bir yok oldu."bi sen eksiksin hayyam, valla ne iyi yaptın geldin şu karmaşaya!sonra bakıyorum, peki ben niye hayattayım?muhtaç olduğum kudret damarlarımdaki asil bakteriyofajda mı mevcut? yoksa süper kahraman ben miyim?bu arada elini kesen arkadaşı bıraktık artık. ne geldiyse başımıza onun pis bakterileri!diyemiyoruz tabii. ona da ilkyardım yapılıp hastaneye gidince, bakterileri de peşinden gidiyor ve ayılıp bayılanlar tek tek kendilerine geliyorlar. meğersem şirketin yarısını kan tutuyormuş. abilerim ablalarım sizi tutacak başka bir şey bulamadınız mı ya?arkadaşlarım! lütfen hiçbir şeyin sizin izniniz haricinde sizi tutmasına müsaade etmeyin rica hayyam geri geliyor!"can bir şaraptır, insan onun destisi;beden bir ney gibidir, kan o neyin sesi."konumuz bu değil hayyam, bi git çok rica ediyorum. bak kızıcam artık! yaşamaz olsaydım denilendir. mesleğin ilk yılları kız arkadaşımın "gir o işe!" baskısıyla bir muhasebe bürosuna istemeye istemeye amacım eksiğim olan kurumlar vergisi beyannamesi, mizan ve bilançonun inceliklerini öğrenmek ve sonrasında büyük denizlere açılmak şirketlerde şansımı girdim yemek zamanı, yemek ofiste yeniliyordu. sonradan yemek parası işini halledeceğim, herkes dışarıda istediğini yiyecek sözü vardı patronun. masa hep beraber kuruluyor-toplanıyordu. patronun eşine de servis açıyorduk. sağolsun kadın bazen kötü de olsa yemek yapıyordu. ilk iki gün böyle geçti. ilk hafta dışarıda biriken tonla işi yapmak için dışarıda vergi dairesi, bağkur, ssk müdürlüğü, mükellef dolaşıp durdum. yemek saatinde fizanda olduğum için dışarıda yedim yemeğimi. cumartesi günü masraf listesi yapıp fişlerin eşliğinde sundum. patron köpürdü! "biz yemeği burada yiyoruz kim dedi sana dışarıda yemek yiyebileceğini ulan!" dedi. cevaben "yemek saatinde dışarıda olduğum için böyle oldu" dedim. bir daha dışarıda değil yemek, su içsem bile cebimden ödeyeceğimi söyledi. işten ayrılmamın önünde içeride biriken bir haftalık param ve baskıcı bir kız arkadaşım vardı. ailem sorunca anlattım "hemen bırak!" dediler ama "bu bir haftalık zulümün karşılığını almadan çıkmam inadım inat!" dedim. ikinci hafta bana olan işkencenin dozajı artmıştı. bana "agop masayı kur!" ya da "agop şurada fasulye var ısla yarına yemek yapacaksın!" moduna döndü. yemek yapmayı bilmediğimi söyleyince aldığım cevap "yapacaksın işte lan! avuç dolusu para veriyorum sana!" oldu. masayı tek başıma kuruyor bildiğim kadar yemek yapmaya çalışıyor ve ne biçim yapmışsın diye karısının yanında fırça atıyordu. ben bulaşık yıkarken, yemek yaparken kör kütük kara cahil karısı benim yerime muhasebe öğrenmeye çalışıyordu. ne zaman orada çalışan iki abiden iş öğrenme moduna girsem patron gelip "ortalığı temizle, bulaşıkları yıka" gibi direktifler vermeye başlıyordu. kendi yemekleri, bulaşıkları yetmezmiş gibi dışarıdan hemşerisi kılıksız herifleri, komşu esnafı çağırıp posta posta yemek yediyordu. hıyar gibi adamlara yemek servis yap, ekmek isterler ekmek al fırından kes, bulaşıklarını yıka bitmek bilmiyordu. bir gün içinde 3-4 kez masa kurup, topladığımı akşamı herkes çıkmış ben ağzımda sigaram üzüntüden çökmüş bir şekilde hayvan heriflerin ziftlendiklerinin bulaşıklarını yıkıyorum. ve nihayet ayın sonu gelmişti ama cidden eziyetin bini bir para. mesela düğüne gidecek çeyrek altın ister, gider alırım bunun fişi nerede der, gavat adam bunun fiyatı belli. tekrar gidip altıncıdan fiş istedim, altıncı şaşırdı. adam "ilk defa çeyrek altına fiş isteyen birisini gördüm ne yapacaksın?" dedi. adama "patronum istiyor galiba güvenmiyor bana" dedim adamın cevabı "anlaşılan dayaklık bir adam, allah sana yardım etsin" oldu ve kasa fişini verdi. en acısı ise kasa fişine bakıp çöpe atması son günü, maaş günü ve benim paramı alıp "istifa ediyorum işin de, paran da senin olsun ırgatlık yaparım senin yanında çalışacağıma!" cümlesini kuracağım gün geldi çattı. daha önce de çek tahsilatı için dükkanına gittiğim bir camcı vardı. camcı çekini ödememiş ve tekrar dükkanına gitmemi istedi tahsilat için. ofiste kara cahil karısı, beleşçi kusmuk gibi yemekleri hatta kuru ekmeği bile bir hafta aç kalmış gibi iştahla yiyen avukat arkadaşı ve köyünden gelen cins hemşerileri vardı. tabi görgüsüzlüğünü milletin yanında hava atarak tamamlamaması düşünülemezdi. çağırdı biraz benimle kastamonulu olmam üzerinden maytap geçmeye çalıştı, güzel cevaplar verdim "kes lan kasımpaşa serserisi!" dedi. içimden "akşam seni temiz bir döveyim de kasımpaşa serserisi, kastamonu ayısı nasıl olurmuş görürsün!" dedim. ve esas konuya agopp patronp lan agop şu camcıya gidip şu çekin parasını almadan gelmeyeceksin, yoksa akşam maaş falan h. bey sizinle akşam önemli birşey konuşacağım. işi bıraktığımı söyleyeceğim bir itlik yaparsa silkeleyeceğimp tamam lan kes! yürü camcıya! o adama "çeki ödemezsen h. abim senin a*ına koyar, ananı s*ker" diyeceksin!a h. bey olur mu öyle şey! adamın dükkanında adama küfredilir mi? beni orada yaralar sonra haneye tecavüz, soymaya geldi, bana küfür etti diye ceza bile almaz. olmaz kesinlikle diyeceksin ulan demezsen şerefsizsin! a emin misiniz? diyeyim mi? p de ulan demezsen şerefsizsin, adam değilsin, erkek değilsin, haysiyetsizsin!a tamam benden günah camcının dükkanına giderken kara kara bu küfür mevzusunu düşünüyorum. camcının dükkanına girdim, adam çok dostane davrandı çay falan söyledi. a agopc camcıa çekin ödemesi için geldim. çeki alsın nakit versin diyor h. param yok bugün, aramadan seni neden gönderdi bu adam?! ne aksi adam o senin abi lütfen öde, bak beni zorda bırakıyorsun. ödeme yapmazsa söylemem gerekenler yüzüne geriliyorumc seninle ne alakası var anlamadım?a abi sana birşey söyleyeceğim söyle kardeşim, hemşeri sayılırız ne var söyleyemeyecek. camcı çankırı'lıa az sonra söyleyeceklerimin benimle alakası yok, sakın bana tamam kardeşim sen h. abi dedi ki "o camcı parayı vermezse onun a*ına koyarım, anasını s*kerim" c doğru mu diyorsun? a yemin ederim. ne yalan söyleyim bu işte benim ne kârım camcı abi kudurdu "benim abim falanca yerin ülkü ocaklarının başkanı onu dağa kaldırtacağım! konuşacak ağız bırakmayacağım" dedi. camcıya "aç hoparlörü ara" dedim. telefonun hoparlörünü açıp aradı patronu. bu arada patronum da hoparlör açıp camcıp patronc h. bey sen benim koyacak, anamı da s*kecekmişsin doğru mu lan g*t!p kardeşim ben öyle birşey demedim, nereden çıkarıyorsun?c bu çocuk bana öyle dedi?p yalan söylüyor o it! o uydurmuş onlarıcamcı hoparlörü kapatıp bana "yalan söylüyor diyor?" dedi. camcıya "abi manyak mıyım ne diye yalan söyleyim, g*tü yemedi." dedim. camcı hoparlörü açıp devam bak abi bana öyle birşey dediysen eğer karının, kızının, ananın a*ını, g*tünü sikeyim, üstüne cila olarak seni de s* ...sessizlikc tamam mı lan! p tamam kardeşim. c paranı da pazartesi bankadan yatırıyorum semtime dahi bir daha uğrama seni s*ke s*ke öldürürüm. kapat telefonu goduğumun p* camcıdan müthiş bir rahatlama yaktım bir keyif sigarası, sanki camcı değil ben şeyetmişim hepsini. ofise gittim h. bey kıpkırmızı sinirden dudaklarının kenarlarında tükürükler birikmiş. muhtemelen karısı duymuş o küfürleri. a agopp patronp ulan söylenir mi o küfürler o adama! it herif!a yetti artık! söylemezsen şöylesin böylesin atıp tutmadınız mı h. bey!p bu iş yeriyle, bu akşamdan itibaren ilişiğin kesilmiştir, pılını pırtını al ve defol!a allah razı olsun, ben de onu söyleyecektim ağzıma tıktınız sabah lafı! kendinize çalışan değil köle arıyorsunuz, benim karakterime ters sizin gibi bir insanla çalışmak. ırgatlık yaparım sizin yanınızda çalışmaktansa, verin paramı bitsin bu eziyet gideyim!p ama bu akşam tamamını atıp tutmaya gelince mangalda kül bırakmıyorsunuz, mesele paraya gelince küçük çocuklar gibi ağlayacak kıvama geliyorsunuz. bu akşam verin paramı bir daha buraya getirmeyin hanıma sorayım varsa ondan alır eksik kalan kısmını karısından alıp maaşımı verdi ve arkama bakmadan evime gittim. sevgilim kızdı, üzüldü ama inanın haklı olduğum için vicdanım rahattı. bir insan kaynakları müdürü yüzünden, 9 insan kaynakları personelinin işten ayrılması ve bunu yönetimin aylar sonra fark etmesidir. en ilginç mi bilmiyorum ama maaşını öğrenme çabaları çok acınası ve komik. yıl 2013’tü yanlış hatırlamıyorsam. çalıştığım kuruluş bir tür yeniden yapılanma içinde o vakitler… tüm iş tanımları baştan yapılıyor, süreçler baştan yazılıyor, yeni kurulan birimler kendilerine varlık sebebi yaratmaya çalışıyor, büyükbaşlar kendilerini ispatlama derdinde vs. derken anamız ağlıyor, geceyarılarına kadar öğleden sonra bizim katta çalışan kızlardan biri kalktı, “başlarım işinden ben salı pazarına gidiyorum!” dedi. ve çantasını koluna taktığı gibi çekip gitti. istifa etti sonra iş hayatında yaşanabilecek en klas hareketlerden birine çıplak gözle tanıklık etmiş olduk. 6 kişinin ölüp 27 kişinin çıktım arkamdan bina iş güvenliği eğitiminde yerden bir şey kaldırmanın en sağlıklı yönteminin uygulama gösterimini yaparken düşüp ayağı burkarak iş kazası geçirmek 2 hafta rapor almak zorunda kalmak. yıllar önce yaşanmış bence en ilginç bir bankanın genel müdürlük binasında gerçekçi olsun diye çalışanlara tatbikat bilgisi verilmeden yapılan yangın tatbikatında onlarca kişinin kolunun bacağının kırılması. en yakın arkadaşlar birbirlerinin üzerinden geçmiş. şaka gibi bir proje için 20 tane numunelik ürün gerekti. satın almaya uzun uzun çinden x firma var dolar fiyat verdi ama türkiye'de bir yerde ürünü buldum dolara veriyor vakit kaybetmemek için türkiye'den alalım diye mail attım. satın almacı arkadaş ile türk firma yetkilisi maile beni de ekleyerek pazarlığa girişti. adamlar fiyatta düşmedi. bizimki en son kibarca dolar hedef fiyatımız veriyorsan ver aq yazdı. karşıdaki adam da kibarca sie amk köylüsü dedi. siparişi çinden milyon dolarlık şirketler toplamda sadece dolar kar etmek için kıran kırana pazarlık yaptı. demek ki böyle zengin olunuyor. amk yazmaya kalksam olay olur, herşeyimiz sektörü-satınalma
Sosyal medya, bize uygun reklamları gösterebilmek için konuşmalarımızı dinliyor mu? Yoksa biz mi biraz paranoyaklaştık? ESET Güvenlik Uzmanı Jake Moore’in yaptığı bir Twitter anketine göre, katılanların yüzde 80’i telefonların kullanıcılarını dinlediğini düşünüyor. Jake Moore, durumu test etmeye karar telefonlarımızın bizi hedeflenen reklam bombardımanına tutmak için günlük konuşmalarımızı dinliyor olabileceği konusunda bir şeyler duymuşuzdur. Peki, bu söylentide doğruluk payı var mı? Siber Güvenlik Kuruluşu ESET’in İngiltere’deki güvenlik uzmanlarından Jake Moore, önce Twitter kullanıcılarının bu konu hakkında ne düşündüğünü öğrenmeye karar verdi ve 234 kişinin katıldığı bir anket yaptı. Ankete katılanların %80’i telefonların kullanıcılarını dinlediği yönünde oy olsak ne olurdu?Anketin ardından Jake Moore, “Şimdi bir durup düşünelim Dinleniyor olsak ne olurdu?“ diyerek şu saptamayı yaptı “Her şeyden önce bunun patlamaya hazır, dev bir skandal olduğu fikrini bir kenara koymamız gerekir. Böyle bir şey duyulursa gerçekten de söz konusu hizmetlerin batmasına ve bir daha asla ortaya çıkamamasına neden olacak inanılmaz davalar gündeme gelir.“Diyelim ki dinleniyoruz, kaç megabaytlık ses dosyasına ihtiyaç var?ESET Güvenlik Uzmanı, sonraki aşamada konuşmaları dinlemek ve kaydetmek için gereken veri büyüklüğünü sorguladı “Şimdi konuşmalarımızı dinlemek için gereken veri hacmini tartışalım. Ses kaydederken genel konuşma, saatte 115 megabayt civarında veri tüketir. Sıradan bir günde ortalama 15 saat uyanık olduğumuzu düşünelim. Bütün gün konuşmadığımız için bu değerin yalnızca çeyreğini alalım. Bu durumda kişi başına günde 430 megabaytlık ses dosyalarından 800 milyon kullanıcı var, yani Instagram’ın hepimizin konuşmalarını kaydetmesi için günde 344 petabayt 1015 bayt veri depoluyor olması gerekir. Bunu daha anlaşılır hale getirelim Bugünkü tempomuzda, tüm dünyada bir gün içinde oluşturulan veri miktarı 2 bin 500 petabayt 1018 byt. Sosyal medya platformları, sıkıştırılmış halde bile olsa bu miktarda veriyi gerçekten işleyebilir mi?Gerçekçi bir pencereden bakıldığında, sosyal medyanın bırakın veriyi inceleyip kullanmayı, her gün bu miktarda veri akışını idare etmesi bile mümkün görünmüyor.“Başka verilerden profil oluşturmak daha kolayBireylerin verilerini başka yollarla analiz etmek ve çevrimiçi ortamda halihazırda bulunabilen verilerle profil oluşturmak çok daha kolay. Girdiğiniz doğum tarihinizden yaşınız; cinsiyetiniz; ilgi alanlarınızı belirlemek için bir fotoğraf analizi; gönderilerinizdeki açıklamalar, hashtag’leriniz ve beğenileriniz; profil oluşturmaya yardımcı oluyor. Bunun ardından algoritmalar ilişki durumunuz, çalışma durumunuz, çocuğunuz, evcil hayvanınız veya arabanız olup olmadığı; giyim tarzınız, hobileriniz, geleceğe dönük ilgi alanlarınız gibi neredeyse sonsuz bir liste ortaya koyabiliyor. Hatta siz daha ne alacağınızı düşünmeden, bir sonraki satın alacağınız şeyin ne olacağıyla ilgili destekli bir tahmin bile tüm bunlara karşın ESET Güvenlik Uzmanı Jake Moore, yine de telefonumuzun bizi dinlediği teorisini test etmeye karar verdiTest Bölüm 1“Bazı ilginç reklamları çekebilmek ve bunu ciddi bir test haline getirmek için telefonumun mikrofonunu 2 hafta boyunca açık bıraktım ve daha önce konuşmadığım 3 rastgele hem de benimle ilgisiz konuyla ilgili net konuşmalar yaptımArtık vegan olduğumdan, topuklu ayakkabı almak istediğimden ve arka bahçeme yüzme havuzu yaptırmayı düşündüğümden ise şunlarla ilgili reklamlar gördüm Kayak gözlükleri, su geçirmez ayakkabılar, elektrikli kaykay, öksürük ilacı, VW şeylerin reklamları çıkmadıVegan yiyecekler, topuklu ayakkabılar veya arka bahçeme yüzme havuzu yaptırma konusunda hiçbir şey görmedim ve bu beni hayal kırıklığına uğrattı. Yani konuştuğum hiçbir şey reklamlarımda yoktu ama yine de gördüğüm reklamlar ilgi alanımdaydı. Yukarıda söz ettiğim ürünlerle ilgilendiğimi ve bir gün bunları almamın olası olduğunu tahmin etmek için fazla zeki olmaya gerek yok. Instagram hesabıma baktığınızda rahatlıkla 30’larının sonunda, evli, aile babası, açık alanlara düşkün ve özellikle ekstrem sporlara ilgi duyan biri olduğumu Bölüm 2Daha sonra Instragram’da telefonumun mikrofonunu 2 haftalığına kapattım ve şu reklamları gördüm Kayak seyahat çantaları, Morrisons süpermarket peynir çeşitleri, Nike ayakkabı, Cadbury seyahat çantaları, ilgi alanlarım nedeniyle; süpermarket peynir çeşitleri ve Cadbury çikolata ise muhtemelen bu testin Noel’den iki hafta önce yapılmasıyla ilgili. Nike reklamıysa ilginç; çünkü son zamanlarda internetten Nike ayakkabı bakıyordum. Dolayısıyla bu verilerin, Facebook oturumum açıkken Nike ayakkabı sayfalarını incelediğim farklı cihazlardan toplandığını hakkımızda çok şey biliyorKesin olarak bilincinde olduğumuz bir şey varsa o da bu şirketlerin hakkımızda çok fazla şey bildiği. Kullandıkları algoritmalar, işletmelerine güç katıyor ve onları kârlı hale getiriyor. Algoritmalar bizi bir araya getirmek için çalışmıyor, yalnızca para kazandırmak ve mikro hedeflemeli reklamcılıkla yeni hedefler bulmak için elinde hangi veriler var?Benim aklımdaki en büyük soru şu Sosyal medya devleri; WhatsApp, Facebook Messenger ve Instagram Direct Messages mesajlaşma uygulamalarında yazdıklarımızı okuyabiliyor mu? Tüm bunların sahibi Facebook olduğuna göre şu soru da sorulabilir Bu hizmetler üzerinden iletilen mesajlar üçüncü tarafların görmemesi için şifrelenmiş olsa da hizmet operatörleri, kullanıcılarının reklam hedeflemesini geliştirmek için mesaj içeriklerini okuyabiliyor mi?Durum her ne olursa olsun bu şirketlerin bağımsız, benzersiz ve karışık algoritmaları etkileyici ve kimse bunların nasıl çalıştığı veya hakkımızda neler bildiği konusunda tam bilgi sahibi değil. Bildiğimiz tek şey, tonlarca alakalı, kilit önem taşıyan kişisel veriyi yakaladıkları ve bunun onlar için milyonlarca dolar değerinde olduğu. Unutmayın Tüm bu ürünleri ücretsiz alıyorsanız, ürün sizsinizdir.“TP
Konu Sahibi Editor Dur canım yazıyorum simdi sana banada yazar mısın valla çatlarım Konu Sahibi Editor banada yazar mısın valla çatlarım Geldimmm Konu Sahibi Editor Ben baktırmıştım ona iki kere bir olayla ilgili olmayacağını söylemişti oldu. Aslında beğenmiştim ilkinde olumsuz konuşunca dedim tamam benim gibi düşünüyor sonra genel herşeyle olumsuz konuşunca dedikleri gibi çok olumsuzmuş dedim çünkü kime baksa olumsuz bakıyo çok ağır konuşuyo en olumlu konuştuğu nadir kişilerden olabilirim o derece ona rağmen bir sürü olumsuz şey söyledi böyle çok ukala ve “hayırrr bu olmucak, sen neden böyle yapıyorsun vs vs” akıl vermeye çalışan bir tip boş değil diye düşünmüştüm ama bana söylediği olumsuz şeyler olumlu sonuçlandı ondan sonrada baktırmadım birdaha. Numarasını senden alıp baktırmıştım bende Konu Sahibi Editor Zeynep'in evlilik teklifi alacaksın dediği kişiler var mı forumda? Konu Sahibi Editor Arkadaşlar selam, buradaki arkadaşlardan numarasını alıp canan ve Hazala fal baktırdım Hazal'ın da cananin da tespitleri yerindeydi,hatta canan bana kardeş sayımı sordu söyledim x numaralı kardeşin kim dedi söyledim sıkıntıları var ve düzelecek dedi ki cidden bahsettiği gibi sıkıntıları var inşallah duzelir. Ancak ikisinin de ayrıştığı bir nokta vardı biri eximde birini gördü diğeri görmedi ama sonucu aynı yere bağladılar. Hazal'ın enerjisini daha çok sevdim fazla candan ben sesli kaydı istedim sağolsun attı ama orda bir durum oldu hemen aradı beni sanki yıllardır beni tanıyor gibi inanılmaz candan konuştu ve aklına ne geliyorsa sor mutlaka bakarım dedi Hakkını yiyemem canan da sonrasında aklına takılan bir şey olursa ara sor mutlaka dedi ama o ayristiklari noktadan emin olamadım bence Hazal haklıydı her ne kadar cananin haklı olmasını istesem de. Ancak hazal'ın verdiği tarihler vs tutarliydi, ancak çok isim sayıyor vallahi tanımıyorum Sizin de iki isimle ilgili yorumlarınızı rica ediyorum
KÜBRA PAR / GAZETE HABERTÜRK-PAZARTESİ RÖPORTAJLARIkubrapar Mayıs’ta Trabzonspor’un başkanı olduğundan beri gündemden hiç düşmedi. Birçok kişi onun mafya olduğunu düşünüyor. Gülümserken çekilmiş fotoğrafı yok denecek kadar az. Siyasette de sporda da sözünü sakınmıyor, bu yüzden çok eleştiriliyor. Şike süreci yüzünden Aziz Yıldırım ile kanlı futbolunun “sert” adamı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun nasıl biri olduğunu merak ettim. Röportaj için beni biraz uğraştırdı. Bir akşam İstanbul’da buluşup fotoğrafları çektik, başka bir akşam Trabzon’da buluşup konuştuk. “Herkes beni sert zannediyor ama aslında duygusal bir adamım” diyor. Röportaj sırasında son derece centilmence davrandığını itiraf pek çok soruyu sordum, kaçmadan cevapladı. Tanık sizin… Ak Parti milletvekili Faruk Özak "bir ağabeyi olarak söylüyorum, futbola siyaset karıştırmasın" dedi. Haklı değil mi?Samimi olsa bunu basın önünde söylemez, yüz yüze konuşurdu. Spora siyaset bulaşmasın diyorsa, kendisi bakanken Kayserispor’dan alınan Gökhan Ünal'ın imza töreninde Ankara’da onun da arkadaşı olan bir iş adamının ofisindeki imza töreninde ne işi vardı? Benim dönemimde siyaset Trabzonspor'un iliklerine kadar girecek, yeter ki takımın faydasına olsun. AK Parti’yi desteklediğinizi açıkça dile Başbakan’da kendimden çok şey buluyorum. Bu millet için yaptığı şeylere minnet duyuyorum. Bu ülkeye hizmet edenlerin lehine inisiyatif kullanmak kişiliğimle alakalı. Riskleri göze alır, sonucuna katlanırım. CHP'li taraftarı küstürmekten korkmuyor musunuz?Onlar beni çok iyi anlıyor. Spor adamlarının söylemleri kitleleri yönlendirebiliyor ve siyasetçilerden daha etkili olabiliyor. Spor adamı sadece sporla ilgili konuşur diye bir kaide yok. Kılıçdaroğlu’na kırgınlığımın sebebi, ülkeyi yönetmeye talip olan bir lider olarak UEFA’ya seslenirken Türkiye'de bağımsız yargının olmadığını dile getirmesi. Asıl mağdur olan Trabzonspor. Zerre kadar ahlakı olan biri teknik takiplerin ortaya çıkardığı raporları okusa bu lafları etmez. CHP’nin takdir ettiğiniz tarafları yok mu?CHP içinde Volkan Canalioğlu, Akif Hamzaçebi gibi sevdiğim ve saygı duyduğum birçok insan var. CHP’ye karşı bir düşmanlığım yok. Ailemde CHP’li olanlar vardır. Şike olaylarındaki tavırlarına kızgınım. Kemalizm'e karşı duruşunuz nasıl?Bu ülke için Ulu Önder Atatürk’ün verdiği mücadeleyi inkâr etmemeliyiz. Fakat Atatürk'ün kurduğu Türkiye ile devamındaki "Atatürkçü" zihniyetin Atatürk’ü ne kadar temsil ettiği konusunda tereddütlerim var. Atatürk kalkıp gelse, “Atam izindeyiz” diyenlere “bırakın izinleri artık çalışın” derdi. “AZINLIK VATANDAŞLARIMIZDAN ÖZÜR DİLERİM” Peki ya “Ermeni, Rum ya da Yahudi takımı mıyız?” benzetmesi? Irkçı mısınız?Heyecanlanıyor “Yabancı bir ülkenin takımı değiliz biz de bu ülkenin takımıyız” demek istedim. Sözlerimi Türkiye’de yaşayan azınlık vatandaşlarımız üzerine alındıysa buna üzülürüm. Onlardan özür dilerim. Bu halklara karşı bilinçaltınızda bir nefret yatıyor olmasın?Hayır, asla. Aslen Rum olduğunuzu öğrenseniz tepkiniz ne olur?Üzülmem. Aslını inkâr edenin ne geleceği ne de bu günü olur. UEFA sürecinde AK Parti ve Başbakan üzerine düşeni yaptı mı?Sayın Başbakanımız diyor ki 'kurumlar ve kişiler ayrılsın.' O, yakın tarihimizin en büyük lideri, her şeyi idrak edebilecek kadar aklı ve zekâsı var. Kurumlar ve kişilerin ayrılamayacağını o da biliyor. Sadece gönül almak için mi söyledi yani?Bu sorunun cevabını Başbakanımız verir. En son kime oy verdiniz?Sayın Başbakanımıza verdim. Eskiden ülkücü müydünüz?Kendimi bildim bileli milliyetçi muhafazakârım. Başbakanla kişisel ilişkiniz nasıl? Sık görüşüyor musunuz?Samimi değiliz. İlk kez 10 -15 gün önce baş başa bir görüşme yaptık. Siyasete atılma planı var mı?Siyasetle hiç bir zaman işim olmadı, olmaz. Çocukluktan beri tek hayalim TS başkanı olmaktı. Allah bana nasip etti bu makamı Gezi olaylarına nasıl bakıyorsunuz?“Kazlıçeşme’de ne işin vardı” dediler. Bu milletin üzerinde dış güçlerin ve onun bağlantılarının oyunları olduğunu düşünüyorum. Buna tepki göstermek için gittim. Ergenekon Davası sonuçlandı. Sonuçlar adil mi sizce?Kurunun yanında yaş da yanmış olabilir. Bu ülkeyi dış tehditlere veya onların içerideki uzantılarına karşı korumak ordunun görevi; ordunun itibarını korumak da bizim görevimiz. Peki ya Kürt meselesi?Bu ülkenin güçlenmesini istemeyen dış güçlerin oyunu olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de Kürt sorunu olduğuna inanmıyorum. Kürtlere hiç haksızlık yapılmadı mı yani?"Bize ikinci sınıf muamele yapıldı" diyorlar. Bu ülkede Kürt kökenli Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, milyarlarca dolarlık iş adamları olmadı mı? Kimsenin önü kesilmiyor. İsyan etmeye hakları yok. Karadeniz’de de insanlar çok yoksul şartlarda yaşıyor ama isyan etmiyor. Mesele sadece ekonomik mi? O insanların dili, kimliği, kültürü inkâr edilmiyor mu?Türkiye Cumhuriyeti’nin dili de dini de tektir. Kürt olarak doğmuş olsaydınız yine aynı şeyleri düşünür müydünüz?Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım öyle kalmak isterdim. Bu ülkenin dinini de dilini de değiştirmenin bir manası yok. Elinizi vicdanınıza koyun. Asırlardır konuştuğunuz dili ve kimliği yaşatmak istemez miydiniz?Yaşatsınlar, onlara kimse engel oluyor mu? Bu konuda hiç olmadığı kadar adım atılıyor şu an Türkiye’de. Ana dilde eğitimi destekler misiniz? Türkçeyi yabancı dil olarak mı öğreneceksiniz? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıysanız, önce Türkçeyi öğrenmeniz lazım. “AĞIR ABİ DEĞİLİM, İNSANLAR BENİ YANLIŞ TANIYOR” Babanız zenginmiş rahmet eylesin, babam yoksullara bakardı. Bulunduğum yörenin en köklü ailelerinden birine mensubum. Kökenimiz Osmanlı’dan geliyor, ailem derebeyliği yapmış. Yüzlerce dönüm arazi kaldı bize. Toprakla mı uğraşıyordu babanız? Hayır, uzun seneler İstanbul’daydı. Ne iş yapıyordu?Ticaretle uğraşıyordu. Hacı Osman Hüseyin Efendi derlerdi babama. Dinine bağlı iyi bir hatipti. İstanbul’da mı doğup büyüdünüz?Hayır, Of'ta doğdum. 11 yaşında İstanbul'a gittim. Kardeşler?12 kardeşiz, 7 kız, 5 erkek. Ben 11.’yim Çocukluktan beri hep böyle ağır abi’ miydiniz?İnsanlar beni yanlış tanıyor. Tanıyanlar aslında çok duygusal bir insan olduğumu, yeri geldiğinde ağladığımı, yeri geldiğinde güldüğümü bilirler. Kameraların önünde yapılan haksızlıklarla ilgili konuşunca o ağır abi’ duruşu kendiliğinden oluşuyor. Öyle değilim aslında. Çok asık suratlısınız. En son ne zaman kahkahalarla güldünüz?O algı yanlış, bugün bile güldüm. *** Okul hayatı?İlkokulu bitirdim ama 4. sınıfa kadar okuma yazma bilmiyordum! Sonra eniştem 2 günde öğretti okuma yazmayı. Hayattaki duruşumu da o öğretti. Birgün dedi ki “Kızıl meydanda yaptığını evinde yapacaksın, evinde yaptığını da Kızıl meydanda yapacaksın. Hâkim olduğun yerde istediğini yapıp, hâkim olmadığın yerde korkmayacaksın”. O günden beri korkusuzum. Hiçbir şeyden korkmuyor musunuz?Allah'tan ve yanlış yapmaktan korkuyorum. Güçlü bir insan değilim aslında, karşınızda gördüğünüz gibi bir insanım. 'Hiçbir şeyden korkmuyorum' demekle bu biraz bir insanım. Hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine inanırım. Yanlış yaparsam ve buna inanırsam, o insanın dizinin dibine oturur, ne yapmam gerekirse inançlı biri olduğunuzu söylediniz, pratikte nasıl?İmanım tam ama ameli tam olarak yerine getiremiyorum. Namazımı uzun süreden beri kılıyorum. Zamanında günahlarımız oldu elbette! İçkiyle aranız nasıl? Kullanmıyorum. Hiç mi? Diyorum ya günahlarım var. Kibirli bir adam mısınız?Tam aksine. Ama insanlar öyle zannediyor. Tanıyanlar kişiliğimle kamuoyu önündeki halimin farklı olduğunu söylüyor. Çevrenizde size el pençe divan duran insanlar bizim insanlara gösterdiğimiz sevgi ve saygıdan kaynaklanıyor. Sizin için neden mafya diyorlar?Türk futbolunu kirleten malum şahıs öyle söyledi. Yalnız o değil, kiminle konuşsam sizin mafya olduğunuzu cesur cümleler kullandığım için öyle bir algı oluştu. “Üçüncü sınıf mafya değil delikanlıyım” kişinin aynasıdır. Bana mafya diyenlerin hayatı hep üçüncü sınıf mafyalarla haşir neşir olarak geçmiş. Hayatımda hiç üçüncü sınıf işler olmadı, hep birinci sınıf işler yaptım. “Bizim yöreden mafya çıkmaz, delikanlı çıkar” dedim. Delikanlılığın sınırı ne? Size haksızlık yapana en fazla ne yaparsınız?Engellemeye çalışırım. Dövme, yaralama?Önce konuşurum, yanlışını tekrarlarsa tedbirini alırım. Ne tür tedbirler?Darp edecek halimiz yok. İnsanlarla konuşunca yanlışlarını düzelteceklerine inanıyorum. İlk kavganızı hatırlıyor musunuz?Çok kavga etmişimdir. Silahla aranız nasıl?Her Karadenizli gibi silah merakım var. Kaç yaşında öğrendiniz kullanmayı?7- 8 yaşında başladım. Oğullarıma da öğrettim. 12 yaşındakine atış yaptırdım. 7 yaşındakine ise oyuncak tabanca alıyorum. Bir insana silah doğrulttunuz mu hiç?Hayır, Allah nasip etmesin. Gözaltı ya da sabıkanız var mı?Gençlikte oldu, evet. Hapis yattınız mı?Yatmadım. “ÇOCUKLARA BEN BAKIYORUM” çok değerli bir eşim var. Karımla kendimiz tanışıp, âşık olarak evlendik. Bu delikanlı adam âşık olunca nasıl birine dönüşüyor? Yine sert mi?Ama siz hala oraya takılı kaldınız. Sert değilim sadece haksızlıkların karşısında sert bir duruşum var. Evde yumuşak bir adam mısınız yani?Asabiyet var biraz. Eşimi ve çocukları üzdüğüm oluyor ama anlık parlıyorum, 2 dakika idare edildiğim zaman sinirim geçiyor. 'Hata yaptığım zaman özür dilerim' ki gerektiğinde eşimden de özür dilerim. Hiç mutfağa girer misiniz?O konuda biraz tembelim. Çocuklarla aranız nasıl?Çocuklara bakarım, ufakken altlarını ben değiştirirdim. Tiyatroya sinemaya gittiğiniz oluyor mu?Gitmez olur muyum? Çocukken tiyatroda oynamıştım zaten. Şimdi de sık sık çocuklarla ya da eşimle sinemaya gidiyoruz. Mel Gibson’ın Cesur Yürek filmini çok severim, bende ayrı bir yeri var. *** “TRİBÜNDE SLOGAN YASAĞINI KİMSE DİNLEMEZ” Spor camiasına girene kadar hangi işlerle uğraştınız?Kimyevi madde üzerine şirketimiz vardı. Sonra inşaat işine girdim, hala devam ediyor. Aziz Yıldırım sizi savcılığa şikâyet etti. Şike olayı dışında nedir alıp veremediğiniz?Hiçbir ortak noktamız yok. Görürseniz selam verir misiniz?Vermem, çünkü Türk futbolunu kirlettiğine inanıyorum. Fenerbahçe’ye düşman mısınız?Hayır, onlar dost kulübüm. Aralarında çok değerli dostlarım ve akrabalarım var. Muhteşem taraftarına saygı duyuyorum. Türkiye’de Fenerbahçe taraftarının verdiği maddi ve manevi desteği hiçbir takım taraftarı vermiyor. Teknik direktör Tolunay Kafkas'ı yollayıp, Mustafa Reşit Akçay'ı getirdiniz. Bu sportif bir hamle mi yoksa Mustafa Reşit'in Trabzonlu olmasının payı var mı?Onun sportif anlamda böyle bir şansı hak ettiğine inanıyorum, Trabzonlu olması artı değer katıyor. Eski başkan Sadri Şener şike sürecini doğru yönetebildi mi?Asla. Trabzonspor’un haklarını korumak için hiçbir hamle yapmadı. Yapmış olsa şimdi kupa müzemizde olurdu. Galatasaray'a daha mı yakınsınız?Hayır, TS dışındakilerin hepsine eşit mesafedeyim. Tribünlerde siyasi slogan yasağına ne diyorsunuz?Bir yerde adaletsizlik varsa insanların tepki göstermesi normaldir. Yasak koysanız da kimse dinlemez. Bir statta elli bin kişi aynı anda slogan atınca hepsine birden nasıl ceza vereceksiniz? Kayserispor başkanına sizi gömecek yer bulamam dediğiniz doğru mu?Bizim üzerimize oyun oynayan insanların yaptığı bir tezgâh o. Öyle bir cümle kurar mıyım hiç, ben mezarlık bekçisi miyim? Ayrıca basına böyle yansıdığı için üzüldüm. Kendisine de söyledim, “Seni başkan seçseydik Aziz Yıldırım’ın gücüne bakın ki vekâletiyle dahi kulüpler birliği başkanı seçtirdi’ diye yazılacaktı, o oyunu bozduk” dedim. İki gün sonra arayıp üzgün olduğumu söyledim. Çok sevdiğim bir insan. Sorun Fenerbahçe’nin vekâleti ile gelmiş olmasıydı.
aklımdaki kişi beni düşünüyor mu